Gerekçe
Finansal performans, şirketlerin sürdürülebilir değer yaratma kabiliyetini ölçmek için başlı başına yeterli bir kriter olmaktan çıkmıştır. Paydaş beklentilerinin, tüketicilerin gücünün ve ekonomik belirsizliklerin arttığı, teknolojinin hızla geliştiği, çevresel risklerin giderek belirginleştiği ve gelir eşitsizliğine bağlı olarak toplumlarda gözlenen hoşnutsuzluğun söz konusu olduğu günümüz dünyasında daha kapsamlı bir bakış açısına ve performans değerlendirme yaklaşımına ihtiyaç olduğu gözleniyor.
Büyümek ve zorlu problemler karşısında işlerini başarıyla yönetmek için şirketler, dış kaynaklara ihtiyaç duymaktadır. Bu kaynaklara erişebilmeleri için de işletmelerin, güvenilir ilişkiler kurmaları gerekir. Şirketler, becerilerinden faydalanabilmek için çalışanlarının güvenine, toplum gözünde sosyal kabul görerek işletmesini çalıştırması izni elde etmek için toplumun güvenine, marka yaratabilmek için de müşterilerinin güvenine ihtiyaç duyar. Dolayısıyla başarı ve gelişmenin yolu, bugünkü ve gelecekteki paydaşlarının güvenini kazanmaktan geçer. Hissedarlar, çalışanlar, müşteriler, işçi örgütleri, finans kuruluşları, tedarik zinciri, sivil toplum örgütleri ve hükümetler, bu paydaşlardan bazılarıdır. Toplumun her kesimindeki kişiler ve kurumlar şirketlerin paydaşıdır ve onlara karşı sorumluluklarını yerine getirmek, şirketlerin toplum nezdinde kabul görmesi için gün geçtikçe artan önem taşır hale gelmiştir.
Değişen dünyada iş dünyasının oynadığı rolü tanımlamak ve işletmelerin değerini ölçmek için farklı bir bakış açısına ihtiyaç duyuluyor. Araştırmalara göre, karar mekanizmalarında çevresel, sosyal ve yönetişim odaklı bir yaklaşıma sahip olan şirketler, uzun vadede benzerlerine göre şirket değerlerini daha fazla artırıyorlar (BCG, 2016), (Strandberg, 2018), (Eccles, 2017), (Kahn, Serafeim & Yoon, 2015). Günümüzde yatırımcılar, sürdürülebilirliği bir risk yönetim yöntemi ve uzun vadeli değer yaratma fırsatı olarak görüyor. Birleşmiş Milletler Sorumlu Yatırım İlkeleri (PRI), 80 trilyon doların üzerinde fonu yöneten 2.300’ü aşkın yatırımcıyı bünyesinde barındırıyor. Bu yatırımcılar çevresel, sosyal ve yönetişim ile ilgili konuları karar mekanizmalarına entegre etme konusundaki rollerini açıkça tanımlıyor ve paylaşıyorlar.
Birleşmiş Milletler üyesi 195 ülkenin liderleri, Eylül 2015’te BM Genel Kurulu’nda 17 adet Sürdürülebilir Kalkınma Hedefini (SKH) kabul ettiler. İş dünyası ve sivil toplumun desteği olmadan bu hedeflere ulaşılması imkânsız.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, yaşam kalitesini iyileştirmek için çözülmesi gereken küresel sorunları temsil ediyor. Hedefler, bu sorunların çözümüne yönelik önemli iş fırsatlarını da sunuyor. İklim değişikliği gibi günümüzde ve gelecekte karşı karşıya olacağımız sorunlarla baş edebilmek konusunda şirketler ve kamunun adımları eşit öneme sahip.
Sürdürülebilirlik konularına, CEO ve yönetim kurulu düzeyinde önem veren şirketlerin sayısının gün geçtikçe artması, sürdürülebilirlik konusunda lider düzeyinde inisiyatif alındığına işaret ediyor. Dünya çapında 2.422 üst düzey yöneticiyle yapılan bir anket çalışmasına göre, şirketler sürdürülebilirliğe önem veriyor ve bu konuda çalışmalar yapıyorlar. Anketin yapıldığı şirketlerin %16’sının yönetim kurulunda Sürdürülebilirlik Komitesi bulunuyor. Bu oran, 2014 yılında %12’idi. Sürdürülebilirlik konusuna verilen önemin artmış olmasına rağmen, sürdürülebilirlikle ilgili konuların yönetişimi ve şeffaflığı konusunda hala gelişim ihtiyacı gözleniyor.
Sürdürülebilirlikte iyi yönetişim, başarılı sürdürülebilirlik uygulamalarının anahtarıdır. Sağlam karar mekanizmaları ve bu mekanizmaların kuruluşun organizasyonuyla bütünleşmesi, sürdürülebilir iş uygulamalarının teminatıdır. Böyle bir yaklaşım, sürdürülebilirlikte iyi yönetişim olarak adlandırılabilir. İyi yönetişim, alınan stratejik kararların kalitesini, kaynak dağılımının da etki ve verimini artırarak sorumlu ve hesap verebilir liderliğin devamlılığını sağlar (Argüden, 2010)
Bu nedenle kuruluşların en üst düzeydeki karar organları olan yönetim kurulları, insanlık için daha iyi bir geleceğin inşasında kilit role sahiptir. Verilecek uzun vadeli bazı kararlar, şirket yönetiminin perspektiften çok daha uzak bir geleceği etkileyeceği için yönetim kurullarının sürdürülebilirlik ile ilgili karar alma sürecindeki rolü önem taşımaktadır. Yönetim kurulları, yöneticileri uzun vadeli riskler konusunda yönlendirir ve bu kapsamda yapılan çalışmaları takip eder. Yönetim kurullarının oynadığı önemli rollerden bir diğeri de üst düzey yönetici kadrolarını sürdürülebilir iş uygulamalarına ve değişimlere motive etmek için kullanılacak teşvik politikalarını ve mekanizmalarını belirlemektir.
Kurumsal raporlama, şirketle iş yapmak isteyen tüm paydaşların gereksinim duyduğu bilgileri sağlar. Şeffaflık, karar alma sürecini iyileştirmenin yanı sıra paydaşların şirkete duyduğu güveni de artırır. Paydaşların, süreçleri şeffaf olan şirketlerle çalışmayı tercih ettikleri gözlenmektedir (Eccles & Serafeim, 2015).
Şirket raporlamaları, dönüştürücü bir işleve sahiptir (Eccles & Serafeim, 2015). Finans literatüründe de görüldüğü üzere mali yapısı veya kamuyu aydınlatma politikaları benzerlerine göre daha iyi olan şirketler, daha uygun şartlarda finansman elde edebilmektedir (Francis, Nanda & Olsson, 2008). Şirketler, daha bütünsel bir yaklaşım benimseyerek, halka açıklama yapma yükümlülüklerini ve şirket raporlamalarını tek bir raporlama mekanizmasında toplayabilir. Bu yaklaşım, entegre düşünceyi şirket organizasyonunun tamamına yayarak iç karar mekanizmalarını da etkiler. Araştırmamızda Entegre Raporlama (<IR>) yaklaşımının benimsenmesi de ayrıca incelenmiştir.
Yaklaşımımız
Sürdürülebilirlik Yönetişim Karnesi, karşılıklı öğrenmeyi hızlandırarak, daha iyi bir dünya için etki odaklı olarak gerçekleştirilmiş küresel bir araştırmadır. Bu çalışma, sürdürülebilirlik konularında yönetişim kalitesini iyileştirmeyi hedefleyen sürekli bir gelişim aracı olarak tasarlanmıştır. Sürdürülebilirlik Yönetişim Karnesi Modeli©, yönetişim kalitesini, uygulamaların kapsamını ve raporlamanın şeffaflığını sürdürülebilirlik çalışmalarının merkezine koyar. Model, sürdürülebilirlik çalışmalarına yönetişim merceğinden bakarak, 150 Küresel Sürdürülebilirlik Lideri’nin kamuya açık verileri kullanılarak sürdürülebilirlik yönetişimi yaklaşımlarını değerlendirmeyi hedeflemektedir. Temel amaç, sürdürülebilirlik performansının değerlendirilmesi değil, sürdürülebilirlik yönetişimi yaklaşımının değerlendirilmesidir.
Değerlendirmemizin odağı, sürdürülebilirlik yönetişimi döngüsü boyunca karar alma süreçlerinin şeffaflığı, kalitesi ve kapsamlılığıdır. Yönetim kurullarının sürdürülebilirlik konusunda yönlendirme ve gözetim rolü, şirket uygulamalarının coğrafi bölgeler ve sürdürülebilirliğin çeşitli yönleri bakımından kapsamı ve sorumlu davranışların şirket kültürü ve organizasyonuna devamlı bir öğrenme döngüsüyle entegre edilmesi, değerlendirme boyunca özellikle önem verilen alanlardır.
Sürdürülebilirlik Yönetişim Karnesi©, karşılıklı öğrenme ile gelişimini hızlandırmak ve aksiyona geçmek için uygun ortamı sağlamak amacıyla iyi örnekleri paylaşıyor, ön plana çıkarıyor.
Çalışmamız, yönetişim ile ilgili bazı kritik soruların cevabını arıyor:
- Şirketler sürdürülebilirlik performanslarını nasıl raporluyorlar? Sadece raporlama yılına ait sonuçları mı, eğilimleri mi, yoksa gelecek hedeflerini de raporluyorlar mı?
- Şirketler yalnızca sonuçlarını mı paylaşıyor, yoksa politikalarını da bu beyana dâhil ediyorlar mı? Şirket politikaları tüm önemli yönleri kapsıyor mu? Paydaş katılım süreci gerçekleştirilmiş mi? Yönetim kurulu tarafından önemlilik matrisi değerlendirilmiş mi?
- Uygulamaların kapsamına gereken her şey dâhil ediliyor mu? Gelişmekte olan piyasalar, tedarik zinciri ve ürünün yaşam döngüsü gibi süreçlere çevre, toplum, yolsuzlukla mücadele gibi konular dâhil ediliyor mu?
- Şirketler, yönetim kuruluna ait bir yetenek matrisi paylaşıyorlar mı? Sürdürülebilirlik bu matrislerde listelenen yeteneklerden biri mi?
- Riskler, yaratılan değer ve SKH’ler arasında bağlantı kurmuşlar mı?
- Finansal olmayan kilit performans göstergeleri, yönetici ücret ve primleriyle ilişkilendirilmiş mi?
- SKH’ler, sürdürülebilirlik stratejilerine dâhil edilmiş mi? Lider şirketler en çok hangi SKH’ler ile ilgileniyor? Hangileri nispeten geride kalmış?
- Genel olarak, yönetişim kalitesini ve özellikle SKH’lere bağlı performanslarını artırmaya yönelik devamlı bir öğrenme süreci mevcut mu?
Sürdürülebilirlik Yönetişim Karnesi Modeli©, sürdürülebilirlik ile ilgili alınan inisiyatiflerin kapsamını (şirket politikalarına yansıtılmasını, kilit performans göstergelerinde yer almasını, toplum, çevre, şirketin etki alanındaki tüm bölgeleri, tedarik zincirini ve ürün yaşam döngüsünde ilişkili olduğu bütün paydaşları gözetmesini) ve sürdürülebilirlik raporlamalarının kapsamını ve derinliğini değerlendiriyor. Ayrıca model, hangi şirketlerin SKH’leri stratejilerine entegre ettiğini ve hangi SKH’lerin şirketler tarafından ne kadar tercih edildiğini değerlendirerek SKH’ler yolunda kaydedilen ilerlemeyi ortaya koymaya çalışıyor.
Dr. Erkin Erimez